8 Ağustos 2017 Salı

Kırlangıç Göçü






Ben küçükken, her tatil dönüşü öğretmenimiz okulun ilk gününde, o yaz neler yaptığımızı sorar, sonra da anılarımızı yazmamızı isterdi. Sınıfın köşesindeki çöp kutusunun başında kalemimi açarken neler yazacağımı hayal ederdim ama kalem aşığı bir çocuk olarak hep öğretmenimin dolma kalemine takılırdı gözüm.. Hiçbir zaman bir ders süresince bitiremezdim yazımı. Zil çalardı ve öğretmen yazınıza evde devam edin çocuklar derdi. Sanırım eve gittiğinde de o yazıya devam eden tek çocuk bendim, kimsenin umurunda olmasa da... Aradan epey zaman geçti, okullardan mezun olduk, evet epey de büyüdük :). Ama hala çocukça hayal kurabiliyor ve yazabiliyorum.

         O zaman sizlere kısacık da olsa, bu yaz ne yaptığımdan bahsedeyim. En güneyden en kuzeye geçtim ve ülkemizin en yeşil dağlarının olduğu bir rotada, yol arkadaşlarımla ve motosikletimle göç eyledim. Evet gezmek terimi biraz fazla turistik bir kavram, çok fazla gezi yazarı, gezi uzmanı ve gezi sayfası var artık etrafımızda. Ve artık bana çok sıkıcı geliyorlar. Biz gezmekten daha çok "yolda olmak" terimini hak eden bir tur gerçekleştirdik. Yolda olan, göç eden dostlar... Tıpkı göçmen kuşlar gibi. Kuşların müthiş bir ahenk ile göç etmesine aşık bir insanım, benim için ilham verici canlılar. Sanki bu turda bizler de, göç eden kırlangıçlar gibiydik. Kafalarında minik kaskları olan, sırtlarında çantaları, kanatları toz toprak olmuş dokuz ufak kırlangıç. Şu sahneden ne çılgın bir logo olurdu değil mi? Anadolu’nun en ücra yollarında, dağlarında ve zirvelerinde uçan bu kırlangıçlar, ayrıca dünyanın en tehlikeli yolu sayılan D-915’i (Soğanlı Geçidini) de geçti. Kuzey Anadolu’nun dağlarında ıssız yaylaları ziyaret ettiler. Ahmet dayıdan yeni hikayeler dinleyip, onunla hasret giderdiler. Hemen belirteyim, çok eğlendiler; Mehmet Okay ve Devrim abi gibi ters köşe espri üstadları vardı. Her defasında bizi çok şaşırtıp, kahkahaya boğdular. Rıza Kaptan gibi enerji bombası, küfür erbabı ve sevgi deryası bir abimiz vardı. Ali abimiz akşamları bize nefis kahveler yaptı. O güzel kahveler eşliğinde demli sohbetler ettik. Huzur ihtiva eden bir yol arkadaşı vardı; Tümer Gündem. Çantasında kitap taşıyan adamları sevin derim. Uçan çanta isimli motoru ve çoşkulu gür sesi ile Çulcu abim vardı, iyi ki vardı. Motosiklet hocam ve yol üstadı, "iron but" ünvanlı başkanımız Sıtkı abim vardı. Nam-ı diğer başkan amcam... Rota bükücümüz, kartal gözlümüz, en uzunumuz, en zor zamanımızda enerji ve güç bulduğumuz dostumuz, Çetin Yıldırım vardı. Hâsılı kelam, tüm ihtiyarlar ordaydı; gelemeyen arkadaşlarımız da aramızdaydı, hepimiz yoldaydık.

Göçümüzün rotası genel olarak; Devrim abinin Amasya’daki köy evinden başlayarak doğuya doğru çoğunlukla dağlardan, bazen de deniz kıyısından devam etti. İlk konaklamamız Giresun Kümbet yaylasıydı. Tirebolu'ya sahile inip enfes pidelerin tadına baktık. Daha sonra Zigana Geçidinde kaldık. Hep ara yolları, dağ geçidlerini kullandık. Mesela tarihi Hamsiköy yolu harikaydı, yemyeşildi; gökyüzünü göremeyecek kadar. Çaykara'ya bağlı yaylaların sisli yolları macera doluydu. Konakladığımız Sultan Murat yaylasında Ahmet dayının ikram ettiği sütlaçlara doyamadık. Oradan da Soğanlı Geçidini kullanıp, meşhur Derebaşı Virajlarını fethedip Bayburt tarafına geçtik. Bu geçiş sırasında bir gazimiz oldu, Çulcu abim ufak bir düşüşle ayağını incitti. Ama kırlangıç göçü dostluk ve dayanışma ile devam etti. İspir'de yediğimiz fasulye aklımızı aldı. Yusufeli’nde bir konaklama daha yapıp, ülkenin en kuzey doğusundaki dağları gezerek Artvin’e vardık. Hatilla Vadisinde dolandık, Kafkasör Yaylası girişinde konaklayıp ertesi sabah Çamlıhemşin’e geçtik. Yol üstü nefis köfteler yedik. Ardından Fırtına Vadisinde uçan bu kaçık kırlangıçlar, Kaçkarlarda, Pokut Yaylasında son konaklamalarını yaptılar. Final muhteşem oldu, Karadeniz’in en güzel yaylası kesinlikle Pokut’tu. Göç, toplamda 3500 km sürdü. Dokuzuncu gün dokuz kırlangıç da memleketine, ailelerine sağ salim ulaştı.

“Sıkıntılar tanrının kırlangıç kuşlarıdır” derler. Gelip geçerler… Konar, göçerler… Ve evet; bu unutulmaz göç ile birlikte hayatımızın bir bölümünü sıkıntılardan, sorunlardan, zorluklardan uzak geçirdik. Doğa ile iç içe anılar biriktirdik. Motosikletlerimizi bulutlara sürdük. En güzel çayları içtik, hırçın dalgalara karşı. Bazen üşüdük, sisten önümüzü göremez olduk, sonra güneş alnımızı yaktı, toza toprağa bulandık. Ama Fırtına’da yediğimiz yağmur temizledi ruhumuzu. Doya doya yaşadık her halini, insanını, yollarını... Nihayetinde; gönlümüzü yayla eyledik, Karadeniz’in çobanlarına.

Bu sene göçümüz böyle geçti, seneye kim bilir hangi ufuklara göç eder bu ihtiyarlar. Fotoğraf makinemi satarak bu tura çıkmıştım; yanımda sadece her daim yol arkadaşım olan, yağmur çamur kahrımı çeken kompakt makinem vardı. Zamanımız da kısıtlıydı, uğramak istediğim birçok noktayı göremedim. Neyse ki bir daha Doğu Karadeniz'e gitmem için çokça bahanem oldu bu sayede. Hayalimdeki Karadeniz fotoğraflarını pek çekemesem de epeyce yol fotoğrafı aşağıda seyrinizi bekliyor.

Veee sanırım ders zili çaldı, yaz tatili yazısı burada son bulur. Bir filmin sonunda, kahramanın "Evimiz, birlikte olduğumuz yerdir" dediğini hatırlıyorum. O zaman biz de "evimizde" buluşmak üzere ihtiyarlar, yani tekrar "yollarda" olmak üzere, özünüze iyi bakın!..






 
























    1. Gün: Amasya Ballıdere Köyü Buluşması








   2. Gün: Ballıdere Köyü - Kümbet Yaylası Rotası
























































    3. Gün: Kümbet - Zigana Geçidi Rotası



 



















































    4. Gün: Zigana Geçidi - Sultan Murat Yaylası Rotası









































































   5. Gün: Sultan Murat Yaylasından İniş ve Of-Bayburt D-915 (Soğanlı Geçidi) Yolundan Yusufeli'ne Geçiş








































































































































Baksı Müzesine uzaktan bakabildim sadece, ziyaret etmeyi çok isterdim. Birgün mutlaka geri döneceğim o yollara...










   6. Gün: Yusufeli - Artvin Hatilla Vadisi Rotası 


 









    7. Gün: Artvin - Borçka Karagöl - Çamlıhemşin - Pokut Yaylası Rotası







































































                                                                                  




  Doğu Karadeniz
   08.08.2017



Göçümüze dair hatıraların olduğu video da aşağıdadır, iyi seyirler:

 



             ...